Ağız boşluğu, yemek borusu, akciğer, mesane, pankreas, mide, böbrek, rahim ağzı kanserlerinde en önemli faktörlerden biri sigaradır.Kalp, damar hastalıklarının yüzde 65'i sigara ile ilişkili. Şüphesiz sigara gebelikte de hem anne adayı hem de fetüs için çok tehlikelidir. Tüm bu tehlikeler pasif içicilikte de geçerlidir.
Sigara içindeki 3 binden fazla kimyasal madde ile bu etkileri gösterir. Bunlardan en önemlileri nikotin, karbonmonoksit, kadmium ve siyanattır. Nikotin ve karbonmonoksit direkt olarak plasentadan geçer ve fetüsün dolaşımına karışır. Nikotin anne adayının kanında adrenalin, noradrenalin, asetilkolin seviyelerini arttırarak tansiyonun yükselmesine, nabzın hızlanmasına sebebiyet verir. Bu ise plasentanın kan akımını azaltarak fetüsü olumsuz etkiler. Nikotin anne adayında steroid yapımında bazı enzimleri azaltır ve önemli hormonların üretimi düşer. Karbonmonoksit fetüsün kanında alyuvarlarda hemoglobine kuvvetle bağlanır, fetüsün oksijen seviyesini düşürür. Sigarada mevcut kadmiyum ise anne adayının kanında çinkoyu bağlar. Çinko eksikliği enzim düzeyinde blokaj yaparak fetüsün gelişmesinin yavaşlamasına neden olur. Sigaradaki siyanat ise gelişen hücreler üzerine direkt toksik etkilidir. Sigara içen anne adaylarının plasentaları incelendiğinde damarsal yapıların çok fazla etkilendiği ve fetüse kan akımında ciddi azalma olduğu gözlenir. Bu da fetüsün asfiktik doğmasına neden olur.
DÜŞÜK RİSKİ İKİYE KATLANIYOR
ÇOCUĞUN OKUL BAŞARISINI BİLE ETKİLİYOR
Pek çok çalışmada sigara tiryakisi annenin bebeğinde daha fazla nörolojik,entellektüel sekeller oluşmakta, okul başarıları ciddi anlamda düşmektedir. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalarda sigaranın plasentadan geçen kanserojen maddelerle lösemi, böbrek tümörü, lenfoma riskini arttırdığı saptanmıştır. Sigaranın bıraktırılması için kliniklere başvurulabilir. Davranış terapileri, hipnoz, akapunktur, nikotin replasman tedavileri yapılabilir. Medya ile ve kişinin yakınları vasıtasıyla yüksek motivasyon sağlanabilir.
0 yorum:
Yorum Gönder